Lutnick'in açıklamaları, ABD ve Avrupa Birliği (AB) yetkililerinin Temmuz ayında kararlaştırılan ticaret çerçevesinin durumunu görüşmek üzere Brüksel'de bir araya gelmesi üzerine geldi.

Anlaşma, Avrupa'nın yatırım yapma ve daha fazla Amerikan tarım ürününün ithalatına izin verme taahhüdü karşılığında, Avrupa ürünlerine uygulanan ABD gümrük vergilerini tehdit edilenden daha düşük bir oran olan yüzde 15 olarak belirledi. Ancak iki taraf, anlaşmanın bazı kısımları konusunda anlaşmazlıklarını sürdürüyor.

Avrupalı yetkililer, yaz aylarında varılan anlaşma kapsamında metal ihracatlarına yönelik kolaylıklar sağlanmasını umuyorlardı, ancak ABD hala yüzde 50 gümrük vergisi uyguluyor ve bu verginin uygulandığı ürünlerin sayısını artırdı. Avrupa ayrıca, Trump yönetiminin tropikal meyve ve kahve için yakın zamanda sağladığı indirimlere benzer şekilde, şarap, peynir ve makarna gibi ürünler için gümrük vergilerinden muafiyet elde etmeyi umuyor.

Görüşmelerle ilgili gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer, ABD'nin, muafiyetler vermeden önce Avrupa'nın Amerikan mallarına uygulanan gümrük vergilerini düşürme sözünü yerine getirmesini istediğini söyledi.

Greer ve Lutnick, ABD'nin metal gümrük vergilerindeki değişiklikler karşılığında, teknoloji şirketlerine yönelik Avrupa kurallarında tavizler görmek istediğini belirtti.

Lutnick, “Bu paketin bir parçası olarak çelik ve alüminyumu da dahil etmek istiyorlar ve bizim dijital şirketlerimizi anlamaları ve büyük şirketlerimizi daha çekici hale getirmek için dijital düzenlemelerini yeniden gözden geçirmeleri çok önemli” dedi.

ABD, uzun süredir dijital hizmetlere uygulanan vergilerin - genellikle belirli bir büyüklüğün üzerindeki akış veya dijital reklam şirketlerinin gelirlerinden alınan vergiler - Amerikan şirketlerini haksız bir şekilde hedef aldığını savunuyor.

ABD Başkanı Donald Trump geçen yıl yeniden seçildiğinde, birçok teknoloji şirketi, bu tür mücadeleleri ilgili şirketlere bırakmakla görülen Biden yönetiminin aksine, Trump'ın kurallar ve vergiler konusunda mücadeleyi savunacağını umuyordu.

Avrupalı yetkililer daha önce dijital kuralların müzakereye açık olmadığını söylemişlerdi. Avrupa Ticaret Komiseri Maroš Šefčovič, pazartesi günü bu konu gündeme geldiğinde AB'nin bu tutumunu sürdürdüğünü söyledi.

“Bu ayrımcı bir tutum değil. Amerikan şirketlerini hedef almıyor” diye ekledi.

Brüksel ve Washington, Temmuz ayında AB'nin ihracatının çoğuna yüzde 15'lik bir ABD vergisi uygulanması konusunda anlaşmaya vardı, ancak her iki taraf da ek ticaret tavizleri için baskı yapmaya devam ediyor. AB, ABD'nin çelik ve alüminyum üzerindeki yüzde 50'lik gümrük vergilerini düşürmesini isterken, Washington Brüksel'den yeşil ve dijital kuralları geri çekmesini talep ediyor.

AB Ticaret Komiseri Maros Sefcovic de gazetecilere yaptığı açıklamada, “Özellikle çelik ve türev ürünler konusunda, hem gümrük vergilerini düşürmek hem de küresel kapasite fazlasıyla birlikte mücadele etmek için daha fazla çalışma yapılması gerektiğini kabul ediyoruz” dedi.

ABD, Ağustos ayında çelik ve alüminyum “türev ürünler” olarak kabul edilen ve bu nedenle daha yüksek gümrük vergilerine tabi olan ürünlerin listesine 407 ürün türü ekledi.

Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Lokke Rasmussen de toplantı öncesi yaptığı açıklamada, görüşmelerin “Avrupa ve ABD arasındaki ticari ilişkileri nasıl istikrara kavuşturacağımızı” tartışmak için bir fırsat olacağını söyledi. Bakan, bunun “ortak sorunlarımızı tartışmak için harika bir fırsat olduğunu: küresel ticaret sistemi, Çin vb.” diye ekledi. Bazı AB bakanları, çeliğin bir öncelik olduğunu açıkça belirtti ve ekledi:

"Çelik ve alüminyum konusunda normal bir anlaşmaya varmalı ve bunun üzerinde çalışmalıyız. Ağustos ayında kararlaştırılanları hızla uygulamaya koymalıyız."

Polonya Dışişleri Bakanı Michal Baranowski de, ”Çelik gümrük vergilerini yüzde 15'e çıkarmak, ortak bildirimizin uygulanmasının bir parçası. Bu, ortak bildirinin hazırlanma ruhuna çok uygun" dedi.